Yaratıcılık,Türetmek, Toplumsal fayda…
Kızlarım Türk eğitim
sisteminin içinden geçmediler, ama onların arkadaşları Türk eğitim sisteminin
içindeydiler, içindiler.
Ben ise kendim (53
yaşındayım) ilkokulu İstanbul’da bitirip, sonradan Avusturya lisesinde eğitim
gördüm.
Dolayısıyla farklı
uygulamaları kendimin ve çocuklarımın, çocuklarımın arkadaşlarında gözlemleme
şansım oldu.
Büyük kızım (27 yaşında)
Viyana’da eğitim hayatına başladı, kreş, anaokulu, daha sonra Almanya’da 1. Ve
2. Sınıf Montessori ilkokulu ve ardından yine Alman müfredatının uygulandığı
Alman büyükelçiliği ve ona bağlı Alman lisesine devam etti.
Küçük kızım ise (17
yaşında) İstanbul’da doğdu. Anaokuluna gitmedi, mahallede oluşturduğum , daha
sonra dernekleştiğimiz oyunevinde, hem sitedeki hem de mahalleli çocuklarla bir aradaydı 5,5 yaşına kadar. 3 yaşında kısa bir süre Almanya’da bulunduğum
1 aylık sürede Waldorf anaokuluna gitti. 5,5 yaşında Alman büyükelçilik okulunun
hazırlık sınıfına ve ardından aynı okulun ilkokuluna devam etti, ve halen Alman
lisesinin 11. Sınıfında eğitimine devam ediyor..
Ben ise, 2002 den beri
ahşap oyuncaktan yola çıkarak oyunun, oyuncağın ve bunun eğitimle, sürdürülebilirlikle,
etkileşim-iletişim aracı olarak kullanılması ile ilgili çalışmaktayım. Bunu
kurumsal bazda önce Oyun, Sanat ve Zanaat derneği, ardından Alternatif Eğitim
Derneği ve 2008 den beri Gel Oyna ile
sürdürdüm