23.5.2015
ANNEM, Dürrüşehvar Ünsal
Sevgili annem,
İçeride hasta yatağında
yatıyorsun. Seni anlatıyorum, başkalarına, seni dinliyorum başkalarından. Az
önce komşun geldi, uzun boylu kapı komşun, daha sonra da Melike’n, ablam.
Hastalığının özellikle
son 6 ayında bana tam anlamıyla “öğretmen” oldun,öğrendim çünkü hayata, insanlara dair birçok şey yine, güçlendiğimi
hissettirdin bana, , senin Alzheimer ile
muhakeme yeteneğin azalırken, benimki de arttı diyebilirim,
Senin yanında çok daha
fazla olmam gerektiğini son dönemde anladım
annem. Sen o kadar benim yanımda olmuştun ki oysa.
Anne sevgisini anne
olunca anladım, anneye olan sevgiyi, annenin çocuklarına sevgisini de Süha ve
Semih ile, onların annelerine olan , annelerinin onlara olan ilgisi ile. Onların
soyadını, babamdan geçen Ünsal soyadından çok Şenol soyadını taşımaktan gurur
duydum.”Şenol” olarak şen olmaya
çalıştım hep, öyle olmaya
çalışırken o “şen” olma hali üstüme
yapıştı. Sen ise Ünsal soyadında
kaldın, babamla ilgili birçok şeye
rağmen, çocukların anne-baba ayrı
büyüsün istemedin, çünkü sen anne—baba ayrı büyümüştün, ve babamı çok sevdin.
Kendimi sana benzetiyorum,senin
son döneminde olan dalgınlık, dağınıklık
bende da var, hem de çok fazla. Ama senden çok güzel özelliklerini de almışım.
Ve hep o çok umutlu olma ve umut verme halini mesela.
Öğretmenliği meslek olarak değil ama yine de bildiğim, gördüğüm, tecrübe
ettiğim güzel şeyleri, düşünceleri paylaşarak yapmaya çalışıyorum.
Aklıma sen geliyorsun, araba
kulanman örneğin, sanırım Istanbul’un
ilk kadın sürücüleri arasındasındır, çoluk çocuk bizi toplar sinemaya
götürürdün. Etiler’deki evimizde ben sürekli sokaktaydım, diğer mahalledeki
çocuklar gibi. Senin de arada çıkıp bizle voleybol oynadığını anımsıyorum,
matematik öğretmeni olduğun için de her zaman bize yardımcı olmaya çalışıyordun.
Senin bir özelliğin de “verici, yardım
edici, dinleyici” halini hemen belli etmendi. Çok kişiye ders verdin, çok
kişiyi dışarıdan mezun ettin, çok kişiye esin kaynağı oldun, özellikle yoksul
çocuk ve gençleri aradın buldun, öğrettin, yetiştirdin, hiçbir maddi kazancın
olmadı bunlardan.
Sen çok seven bir
insandın annem, her canlıyı çok seven. Çiçeklerine
nasıl baktığını biliyorum, onlar aynı
zamanda senin sevginle besleniyorlardı, hele şu kedilerin, Garip’in, Pamuk’un…Bir ara 7-8 kedi vardı evinde, bir de tabii sokak
kedilerine bakıyordun. Bir de onlara da,
hasta olan başka kimselere de alternatif tedavi yöntemleri uyguluyordun,
tavsiye ediyordun, ilk İsveç şurubunu,
kombu çayını senden duymuştum, ve bol bol dua ediyordun. Hastalıklara çare bulayım derken, belki de
bize pek hissettirmediğin yalnızlığından, inancın önemini keşfetmiştin namaza
da başlamıştın, ve beş vakit namazını kılıyordun, çok inançlıydın, ama namaz
kılsan da ortama uygun olması için sek
rakını da içebiliyordun .Hep umut doluydun, her işten güzel sonuçlar
çıkarabiliyordun..Televizyonda karaciğer nakli için bağışçı arayan birini
görünce, Yıldız abla’yı arayıp “ben
versem” dediğini anlattı seni çok seven
Yıldız abla. O derece vericiydin.
Bana, seni tanıyanlara
gençliğine, çocukluğuna dair çok şey anlatıyordun. Çok zayıfmışsın örneğin ilkokuldayken, mahalledeki
senden büyük bir çocukla okuluna yürürken, rüzgardan kaldırımdan bahçeye uçmuşsun. Bir de
okuldaki kızların senin için zayıflığından dolayı “mezar kaçkını” dediğini
duymuşsun, çok ağlamışsın. Ama bacakların çok güzelmiş, iki ay öncesine kadar
hala çok güzellerdi. Öğrencileriden de duydum
çok şık giyindiğini, bacak bacak üstüne atıp ders anlatışını, iyi
öğretmenliğini, iyi insanlığını. ” Güzel kızlara bir not fazla veriyorum”
derdin bize de talebelerine de. O da bir taktikti belki de, kızlar güzel
görünmek için çaba harcarlardı herhalde, onları motive ederdin. Türkan Şoray
senin taleben olmuştu, sinemaya başlarken sana danışan kişi. Türkan Şoray’ın
yazdığı kitapta Türkan Şoray ilkokulunun
açılışında temel atma töreninde senin de resmin var. Herkes bilirdi senin
Türkan Şoray’ın öğretmeni olduğunu, birçok kıymetli insan yetiştirmiştin,
onların bazılarını tanıma şansım oldu.
İlkokulda Hasan Ali Yücel
ilkokuluna gitmiştim.5. sınıfta ilkokul öğretmenimiz vefat etti. O dönem sen hazırladın beni
ilkokul bitirme ve ortaokul sınavlarına.
Avusturya lisesine girdim. Kabiliyetime inandın, resim dersi aldırmıştın ,
resim öğretmenim de ölünce resmi bıraktım 13 yaşında, hiç israr etmedin,
zorlamadın. Bana hep maddi, manevi destek verdin ihtiyacım olduğunda. Beni
zaten hiçbirşeye zorlamadın, ama benim bir şeyleri yapabilmem için, yaptığım
şeyin de doğru olduğuna inanmam için yardımcı oldun, .
Büyükada’da
oturuyormuşsunuz yaz kış ben doğmadan
önce. Sen sabahın karanlığında kalkıp
vapura binip Fatih Kız Lisesine vapurla sonra kara taşıtları ile gidermişsin. Geç kalınca beklermiş seni
kaptan. Çok sevdiğin arkadaşların olmuştu orada. Bir dönem Rum ilkokulunda
Türkçe öğretmenliği de yapmıştın. Anlatırdın bana Rumların adada olduğu dönemi, ne güzel zamanlar
geçirdiğinizi. Çok kültürlülüğü, temeldekini ıskalamadığımız taktirde farklı renklerin, farklı düşünce yapılarının birlikteliğine de inanmam adada geçen çocukluğumdan ve çocuklarımın babası Süha'dan öğrendiklerimden dolayıdır.
Her türlü insanla samimi
olabilir, insanları birbirlerine tanıştırır, kaynaştırır, birine başkasından
söz ederken o söz ettiğin kişinin en güzel yönlerini anlatırdın. Kalbin temizdi
çok, ve karşındakinin de kalbinin temiz olduğuna inanırdın, kimsenin sana zarar
verebileceğini düşünmezdin. Ve hayatında çok güzel insanlarla karşılaştın, sana
hastalığın döneminde bakanlar kendi
anneleri gibi sevdiler hep seni.
Enerji doluydun, kışları
öğretmenlik, yazları ise önce kırtasiye, oyuncakçılık yapmıştın ve daha sonra
da ablamın adını taşıyan Melike kundura ile el yapımı, hatta senin tasarlamış
olduğun ayakkabıları satmıştın., dükkanında çalışan gençlerle. Onlara da hep güzel örnek oldun, yol açtın. Belki
senden geçmiştir, el yapımına, zanaatkarlığa önem vermem. Bir de makrame
yapardın, makrameden kemerler , saksılıklar yapıyordun. Ve bol bol örüyordun,
bize, torunlarına..
Tahtada
öğrencilerine ders anlatırken özellikle
hata yapıp onların seni iyi takip edip etmediklerini test edermişsin, ne güzel
bir uygulama. Hani benim şu T lerle öğrenmeyi anlatışım var ya, çocuklar takip
ediyor, tutuyor, test ediyor, taklit
ediyor demem., onda da biraz bu var.
Ve dokunmak “touch” ….en önemli
şey, senle birlikte öğrendiğim. Dokunmak, temas…
Sana dokunabiliyorum
halen annem. Ve teşekkür etmek
istiyorum sana.. Hastanede Türkçe
konuşan hemşirelere, doktorlara dokunduğun, hatta İngilizce senin de teşekkür ettiğin gibi
Teşekkür , Thank you tatlı kadın, tatlı insan
Not: Annemle beni
anlamasa da halen konuşuyorum, ne mutlu ki 89 yaşına gelmiş bir annem var.
Birkaç gün önce henüz 45 yaşındayken arkasında arkadaşım karısı Esra’yı,
çocuklarını, annesini, kardeşini, tüm sevenlerini bırakan komşum Daniş Gökçen,
ve yine çok genç hayatını kaybeden bugün ölüm yıldönümü olan arkadaşım Müge
Öztürk’ün kocası Mehmet Öztürk’ü rahmetle anıyorum. Sanırdım ki, hep çocukların, gençlerin
anne-babaları öldüğünde, veya ölüme yaklaştığında onlar bundan en çok etkilenir,
benim aklımın, düşüncelerimin bu kadar annemde olacağını düşünmezdim. Erken
yaşta anne, babalarını kaybettiler
Derin, Zeren, Selin, Günsel, Maral, Necip, Öykü, Elif, Esat, Eda, Ilgaz, Zeynep.. Ne mutlu
annem vardı bu yaşıma kadar, ve hala var
bu hayatta. Dualarınız, iyi dilekleriniz için teşekkürler.
harika yazmışın kardeşim ..
YanıtlaSil1960-63 yılları arasında Fatih Kız Lisesi'nin ortaokul bölümünde çok sevdiğim ve hepimizin çok sevdiği matematik öğretmenimizdi Dürrüşehvar Hanım. Birlikte çekilmiş 2 adet hatıra fotoğrafımız da var. Merak edip,hocamın adını yazarak ulaştığım ölüm haberi beni çok üzdü. Hatırat ise onun hakkında bilmediğim bilgilere ulaştırdı beni. Çok duygu yüklüydü. Ben de emekli ilkokul öğretmeni olarak sevgili hocama rahmet,evlatlarına başsağlığı diliyorum. Makamı cennet,melekler yoldaşı olsun. Ruhu şadolsun.
YanıtlaSil1960-63 yılları arasında Fatih Kız Lisesi'nde sevdiğim ve hepimizin çok sevdiği matematik öğretmenimizdi Dürrüşehvar Hanım. Onunla çekilmiş iki adet hatıra fotoğrafımız da var. Merak edip adıyla araştırdığımda ulaştığım bu bilgi beni ziyadesiyle üzdü. Hatırat ise çok duygusaldı. Sevgili hocamın bilmediğim güzel özelliklerini öğrendim. Emekli bir ilkokul öğretmeni olarak çok değerli hocama rahmet,evlatlarına başsağlığı dilerim. Makamı cennet,melekler yoldaşı olsun. Ruhu şadolsun.
YanıtlaSil1977-78 Mecidiyeköy lisesinde ortaokul 1. Sınıfta matematik öğretmenimdi, matematiği bana sevdiren ve başarılı olmamda büyük emeği olan çok çok sevdiğim ve hiç unutamadığım öğretmenimdi. Saygıyla anıyorum, mekanı cennettir , onun dokunduğu çok insan vardır eminim.
YanıtlaSil